Vatanseverlik, futbol ve şiir…

Posted by

“Neler yapmadık ki şu vatan için! 

Kimimiz öldük; kimimiz nutuk söyledik.” 

Ellerinde Ukrayna bayrağıyla Düsseldorf sokaklarında sloganlar atarak yürüyen bu iki genci görünce geldi aklıma Orhan Veli’nin bu şiiri. 

Yaşıtları, babaları yaşındakiler ülkelerinin bağımsızlığı için cephede savaşırken, bu iki genç adam Ukrayna adına bağırıp, göz teması kurdukları herkesten savaş durumunda olmaktan dolayı sempati bekliyorlardı. 

Türkiye yıllardır şiir ile arasına mesafe koymuş bir ülke, kişisel gelişim, zengin olma sırları verdiğini iddia eden kitaplar binlerce basılırken, şiir kitapları artık bin adet bile basılmıyor. 

Orhan Veli bu şiiri yazdığında daha ilk Avrupa Futbol Şampiyonası yapılmamıştı bile ama iki mısra yetiyor işte bir sürü duyguyu anlatmaya. 

★ ★ ★ 

Vatanseverlik meselesinde Ukrayna’dan Türkiye’ye de gelmek lazım. 

Milli maçlarda rakip ülkelerin milli marşlarını ıslıklama işi uzun zamandır devam ediyor ve Gürcistan ile yaptığımız milli maçtan sonra bu kötü alışkanlık daha da dikkat çekmeye başladı. 

Bizim ülkemizi sevme hakkımız olduğu kadar bir Gürcü’nün bir Yunanlının da ülkesini sevme hakkı var. Biz nasıl İstiklal Marşımızın ıslıklanmasını istemezsek onlar da istemez. 

Bizim tarihimizin farklı oluşu, diğer ülkelerle geçmişte ya da bugün yaşadığımız siyasi sorunlar ıslıklamanın gerekçesi olamaz, olmamalı da. 

Vatansever insanlar ülkelerini severler, ırkçılar, başka ırklardan, sosyal gruplardan nefret ederek var olur. 

Geçmişi hoşgörü örnekleriyle dolu bir tarihten gelip de başka ülkelerin milli marşlarını ıslıklama işini o yüzden tekrar düşünmeliyiz. 

★ ★ ★ 

Gelelim ev sahibi Almanya’ya… 

Almanlar Avrupa Futbol Şampiyonası’ndan 1 milyar avro gelir bekliyorlar. Hizmet ihracatında yüzde 1,5’luk bir artış ve ortalama 650 bin kadar turistin bırakacağı para bu. 

Futbol ekonomisi Almanya ekonomisinin dev rakamları yanında küçük gözükebilir ama Almanya’nın eski Almanya olmadığını da konuşmamız lazım. 

Ukrayna savaşı Alman Ordusu’nun güçsüzlüğünü ve cephane sorununu ortaya çıkarmıştı, bu hafta 8,5 milyar avroluk topçu mühimmatı siparişi verdi Alman Hükümeti. 

Yanlış anlaşılmak istemem, Osmangazi Köprüsü yapıldığında “Merkel bizi kıskanıyor” diyenlerden olmadım, garip buluyorum o ruh halini. 

Fakat Almanya’da işlerin yolunda gitmediği de aşikâr. 

Başta inşaat sektörü olmak üzere Almanya’da iş yapmak giderek imkânsız hale gelmiş. Başlayıp da belediye, çevre binalarda oturanların açtığı davalardan dolayı bir projeyi 3 yıldan önce bitirmek imkânsız hale gelmiş. Almanya nüfusu yaşlı bir ülke ve ekonominin sürdürülebilir olması, sosyal güvenlik sisteminin devamı nüfus ithalatına bağlı. 

Yükselen aşırı sağ, özellikle son dönemde Afgan mültecilerle yaşadıkları sorunlar Almanya’yı daha da garip bir hale sokmuş. 

Berlin uzun zamandır Türkiye harici Türklerle ilgileniyor. Kazakistan’dan çok sayıda doktor ve hemşire çekmişlerdi, son dönem Özbekistan’a yoğunlaştılar. 

Gürcistan’a serbest dolaşımı yine Hristiyan nüfus ithal etmek için verdiler, AB’nin Balkanlar’da genişleme politikası da siyasi olduğu kadar demografik ihtiyaçtan kaynaklanıyor. 

Tüm bunlar olurken, ışıltısız Başbakan Olaf Scholz, AB liderliğini de Fransa’ya kaptırdı. Yeşiller tarihinin en düşük oy oranına sahip ve gelinen noktada ülke aşırı sağa teslim edilecek. 

Bu olmasın diye İngiltere’nin düzensiz göçmenleri Ruanda’ya yollama planı gibi bir plan peşinde Olaf Scholz. 

Aşırı sağ ile aşırı sağın yöntemlerini kullanarak mücadele edebileceğini zanneden bir profil. Dedim ya, Almanya’nın 1970’lerden beri gördüğü en düşük Başbakan profili bu. 

Sadece Merkel değil, Kohl, Schröder ve hatta Schmidt gibi başbakanlardan sonra Scholz, tam bir hayal kırıklığı… 

★ ★ ★ 

Türkiye-Almanya ilişkileri uzun zamandır sorunlu, bunun sebebi de Almanya’nın dünyada Türkiye’ye askeri ambargo uygulayan tek ülke olması. 

Başbakan Olaf Scholz, Madrid’deki NATO Zirvesi’nde tüm dünya medyası önünde bu konuda yalan söyledi. 

Almanya disiplin ve kurallar ülkesidir ya, Irak’ın kuzeyinde dağıttıkları silahların listesine bile sahip değiller şu an, yani kafamızdaki Almanya artık yok aslında. 

Berlin-Ankara ilişkileri önemli bir ilişkidir, iyi olması herkesin menfaatine olur ama bunu fark etmesi ve düzelmesi gereken ülke Almanya. 

FETÖ savcılarını Alman gizli servisi korur, PKK farklı isimlerle teröre finans ve insan kaynağını Almanya’dan sağlarken ilişkilerin düzelmesi pek kolay olmayacaktır. 

Başbakan Scholz, Türklerin vatanseverliğini sadece stadyumlarla sınırlı zannediyorsa büyük bir hata yapıyor demektir… 

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir